Merhaba sevgili çiçekseverler!
Bugün size, kalbimin en özel köşesinde yer alan iki güzellikten, beyaz lisyantus ve papatyadan bahsetmek istiyorum. Sanki baharın müjdecisi gibi, tazeliğin ve saflığın sembolü gibiler. Düşünsenize, bembeyaz bir lisyantus buketi… Zarafetiyle adeta büyülüyor insanı. Ya da mis kokulu papatyalar... İnsanın içini kıpır kıpır ediyor değil mi?
Benim için bu iki çiçek sadece birer bitki değil, aynı zamanda birer duygu ifadesi. Mesela bir arkadaşınız mı var, çok sevdiğiniz? Ona beyaz lisyantuslardan oluşan bir buket göndermek, ona olan saygınızı ve sevginizi göstermenin en güzel yolu bence. Ya da sevgilinizle aranızda ufak bir tartışma mı oldu? Bir demet papatya, o buzları eritmeye yeter de artar bile! İnanın bana, çiçeklerin dili bambaşka.
Bazen düşünüyorum da, sanki bu çiçeklerin büyüdüğü topraklar da onlara ayrı bir güzellik katıyor. Mesela, memleketim Trabzonun o yemyeşil yaylalarında yetişen çiçekler... Onların renkleri daha canlı, kokuları daha yoğun sanki. Belki de Karadenizin o hırçın ama bir o kadar da bereketli havası, onlara güç veriyor. Trabzondan bir papatya alsanız, kokusu size bütün o dağları, yaylaları getirecek gibi.
Peki, bu iki çiçeği bir araya getirmeye ne dersiniz? Bence harika bir fikir! Beyaz lisyantusun o asil duruşuyla, papatyanın o sevimli hali bir araya geldiğinde ortaya muhteşem bir uyum çıkıyor. Özellikle de böyle karışık bir buketi, hasır bir sepete yerleştirirseniz, o zaman tadından yenmez. Hatta içine birkaç tane de okaliptus yaprağı eklerseniz, ortaya adeta bir sanat eseri çıkar!
Bana sorarsanız, çiçek seçimi yaparken en önemli şey, o çiçeğin size ne hissettirdiği. Sadece güzel göründüğü için değil, kalbinize dokunduğu için bir çiçeği seçmelisiniz. Unutmayın, çiçekler sadece birer hediye değil, aynı zamanda birer mesajdır. Ve doğru çiçek seçimiyle, sevdiklerinize en güzel duygularınızı iletebilirsiniz. Hele ki mevsiminde taptaze toplanmış lisyantuslar ve papatyalar... İşte o zaman, kelimelere bile gerek kalmaz!